Rab, Aden bahçesinde olduğu gibi yarattığı insanın yanında oturmak istedi. Onların uygulayacak ve izleyecek kutsal Yasa’yı vermişti. Ne var ki, halk kirli yüreklerini temizlemeden, ne kadar iyilik etseler Rabbe yaklaşamazlardı. Günahkar, Rabbi utandıran bir halktı, ve Tanrı onlar arasında konutunu kuracak ise, yüreklerinin temizlenmesi lazımdı. Günahın bedeli ölümdü ve Tanrı günah karşılığında bir tek dökülmüş kanı kabul edecekti.
Böylece, Musa hala dağdayken, Tanrı hem halkıyla oturma isteğini hem de adalet için kanın gerekliliğini yerine getirecek bir emir daha verdi.
"Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar. Konutu ve eşyalarını sana göstereceğim örneğe tıpatıp uygun yapın."
Sonra Tanrı Musa'ya kutsal konutun örneğini açıkladı. Konutu çeviren bir avlu olacaktı. Avlunun girişi ise lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı bir perde olacaktı. Avluya girdikten sonra, akasya ağacından, kare biçimde yakmalık sunular için sunak hemen göz önünde olacaktı. Böylece, Rabbin huzuruna çıkmak isteyen, kan aracılığıyla girecekti. Sunaktan hemen sonra, yıkanmak için suyla dolu, tunç bir kazan yapacaklardı. ‹‹Harunla oğulları, Buluşma Çadırına girmeden ya da RAB için yakılan sunuyu sunarak hizmet etmek üzere sunağa yaklaşmadan önce, ölmemek için ellerini, ayaklarını yıkamalılar›› diye emretti Tanrı.
Kazandan sonra Buluşma Çadırı dedikleri Tanrı'nın konutu özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı bir perde ile başlayacaktı. Perdeden geçtiklerinde, 'Kutsal Yerin' sağ tarafında akasya ağacından, saf altınla kaplamış bir masa duracaktı. Masanın üzerine, Tanrının huzuruna sürekli ekmekler konulacaktı. Ayrıca, masanın karşısında saf altından bir kandillik duracaktı. Tanrı kandilliğin ayağı, gövdesi dövme altın, çanak, tomurcuk ve çiçek motifleri ise kendinden olmasını istedi. Fitil maşaları, tablaları saf altından olacaktı. Masa ve kandillikten sonra ve (ve burada gereksiz) Kutsal yerin ortasında bir Buhur Sunağı hazır duracaktı. Tanrı, Harun'un her sabah kandillerin bakımını yaparken sunağın üzerinde güzel kokulu buhur yakmasını, huzurunda kuşaklar boyunca sürekli buhurun yanmasını istedi.
Buhur Sunagının arkasında 'En Kutsal Yer' diyecekleri yer başlayacaktı. "Lacivert, mor, kırmızı iplikle özenle dokunmuş ince ketenden bir perde yap" dedi Tanrı, ve "üzerini Keruvlarla ustaca süsle." Perde Kutsal Yerle En Kutsal Yeri birbirinden ayıracaktı. En Kutsal Yerde ise Rabbin halkıyla buluşacağı nokta olacaktı. Tanrı şöyle açıkladı: "Akasya ağacından bir sandık yap. İçini de dışını da saf altınla kapla. Sonra saf altından bir Bağışlanma Kapağı yap. Kapağın iki kenarına dövme altından birer Keruv yap. Kapağı sandığın üzerine, sana vereceğim taş levhaları ise sandığın içine koy. Seninle orada, Levha Sandığının üstündeki Keruvlar arasında, Bağışlanma
Kapağının üzerinde görüşeceğim ve İsrailliler için sana buyruklar vereceğim."
En son Rab konutunda hizmet edecek kahinlerle ilgili Musa'ya şöyle talimatlar verdi. "Buluşma Çadırını ve sunağı kutsal kılacak, Harunla oğullarını bana kâhinlik etmeleri için görevlendireceğim. Ağabeyin Haruna görkem ve saygınlık kazandırmak için kutsal giysiler yap, öyle ki, bana kâhinlik etmek için kutsal kılınmış olsun. Yapacakları giysiler şunlardır: Göğüslük, efod, kaftan, nakışlı mintan, sarık, kuşak. Altın sırma, lacivert, mor, kırmızı iplik, ince keten kullanacaklar."
Bütün talimatları ve Buluşma Çadırı örneğini verdikten sonra, Tanrı bir vaatte bulundu: "İsrailliler arasında yaşayacak, onların Tanrısı olacağım. Anlayacaklar ki, aralarında yaşamak için onları Mısır'dan çıkaran Tanrıları RAB benim. Tanrıları RAB benim." Sonra Rab seçtiği adamları beceri, anlayış, bilgi ve her türlü ustalık vermek için ruhuyla doldurdu. Böylece Besalel, Oholiav ve kutsal yerin yapımında gereken işleri nasıl yapacaklarına ilişkin RABbin kendilerine bilgelik ve anlayış verdiği bütün becerikli kişiler her işi tam RABbin buyurduğu gibi yaptılar.
Sonra Musa baktı, bütün işlerin RAB'bin buyurduğu gibi yapılmış olduğunu görünce onları kutsadı. O zaman bulut Buluşma Çadırını kapladı ve RABbin görkemi konutu doldurdu. Musa Buluşma Çadırına giremedi; çünkü bulut her yeri kaplamıştı, RABbin görkemi konutu doldurmuştu. İsrailliler ancak bulut konutun üzerinden kalkınca göçebilirlerdi. Bulut durdukça yerlerinden ayrılamaz, kalkacağı günü beklerlerdi. Böylece bütün yolculuklarında konutun üzerinde gündüz RAB'bin bulutu, gece de ateş İsrailliler'e yol gösterdi.
-------
İsrailliler Tanrı'nın vaat edilen topraklara geldiğinde, Buluşma Çadırın yerine tapınak ve kurban sistemi geçecekti. Fakat Tanrı'nın gözünde hayvanın kanı insanın günahını örten sadece geçici bir çözüm sağladı. Daha üstün bir kurban gerekliydi. Acaba Tanrı'nın İbrahim'e vaat ettiği kişi İnsanoğlunu sonsuza kadar Rabbin huzuruna getirecek daha kalıcı bir çözüm getirecek mi?
Bekleyip bakalım...