Bugünkü Türkeye'de bululunan Şanlıurfa'ya yakın Harran köyünde, Nuh'un uzaktan torunu olan Avram adında bir adam yaşamaktaydı. Avram o sıralar Tanrı'ya değil, diğer ilahlara tapmaktaydı. Günün birinde Baba Tanrı Avram'a göründü:
‹‹Ülkeni, akrabalarını, baba evini bırak, sana göstereceğim ülkeye git›› dedi,
‹‹Seni büyük bir ulus yapacağım,
Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım,
Bereket kaynağı olacaksın.
Seni kutsayanları kutsayacak,
Seni lanetleyeni lanetleyeceğim.
Yeryüzündeki bütün halklar
Senin aracılığınla kutsanacak.››
Avram 75 yaşındayken, Rabbin isteği üzerine, karısı ve bazı akrabalarıyla beraber yola çıktı. Avram’ın çocuğu olmadğı için henüz bir mirasçısı da yoktu. Kenan ülkesine varınca Rab tekrar Avram'a göründü ve bir gün Avram'ın soyuna, yürüdüğü o toprakları vereceğine dair söz verdi.
Aradan zaman geçti . Rab yine bir görümde Avram'a göründü. “Korkma, senin kalkanım benim. Ödülün çok büyük olacak.” ‹‹Göklere bak›› dedi, ‹‹Yıldızları sayabilir misin? İşte, soyun o kadar çok olacak.›› Sonra Rab toprakla ilgili vaadini tekrarladı, ve Avram'dan gelecek soyun bir süre gurbette yaşayacağını, ancak sonraTanrı tarafından kurtarılacaklarını söyledi. Avram Rabbe iman etti, Rab bunu Avram’a doğruluk saydı.
Rabbin Avram’a verdiği vaatler çok büyüktü, fakat Avram'ın karısı Saray henüz çocuk doğurmamıştı. Çünkü Saray kısırdı. Bütün bu vaatler nasıl gerçekleşecekti? Avram’ın bir soyu yoktu ki! , Saray’ın Hacer adında Mısırlı bir cariyesi vardı. Saray cariyesini Avrama verdi ve ‹‹RAB çocuk sahibi olmamı engelledi›› ‹‹Lütfen, cariyemle yat. Belki bu yoldan bir çocuk sahibi olabilirim.›› dedi. Hacer İsmail adında bir erkek çocuk doğurduğunda, Saray'ın acısı daha da büyüdü. Rab'bin isteği gerçekten bu muydu?
Yıllar geçti. Avram 99 yaşındaken Rab ona tekrar göründü. ‹‹Ben Her Şeye Gücü Yeten Tanrıyım›› dedi, ‹‹Birçok ulusun babası olacaksın. Artık adın Avram değil, İbrahim olacak. Çünkü seni birçok ulusun babası yapacağım. ‹‹Karın Saray’a gelince, onun adı Sara olacak. Onu kutsayacak, ondan sana bir oğul vereceğim. Onu kutsayacağım, O ulusların anası olacak. Halkların kralları onun soyundan çıkacak.›› “İbrahim yüzüstü yere kapandı. İçinden, ‹‹Yüz yaşında bir adam çocuk sahibi olabilir mi?›› diye düşündü. Tanrıya, ‹‹Keşke İsmaili mirasçım kabul etseydin!›› dedi. Tanrı bunun üzerine; ‹‹Hayır.! Karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshak koyacaksın›› dedi,
Sara Rabbin arkasında, çadırın girişinde durmuş onları dinliyordui acı acı gülerek, ‹‹Bu yaştan sonra bu sevinci tadabilir miyim ki?›› diye düşündü. Ama Rab onun gülüdüğünü duyup: “RAB için olanaksız bir şey var mıdır?” diye sordu. Rab verdiği söz uyarınca Sara’ya iyilik etti ve sözünü yerine getirdi. Sara hamile kaldı; İbrahim’in yaşlılık döneminde, tam Tanrının belirttiği zamanda ona bir erkek çocuk doğurdu.
Rabbin vaat ettiği çocuk sonunda doğmuştu! Rabbin buyurduğu gibi, İbrahim Sara’nın doğurduğu çocuğa 'güler' anlamına gelen 'İshak' adını verdi.