İshak büyümüştü, Esav ve Yakup adında ikiz oğulları olmuştu. Yakup ergenliğe ulaştığında, Baba Tanrı bir düşte Yakup'a göründü ve onunla birlikte olduğunu, İbrahim'e verdiği vaadi Yakup'un aracılığıyla gerçekleştireceğini söyledi. Yakup'un ismini de İsrail'e olarak değiştirdi. Sonra İsrail (yani, Yakup) evlendi ve 12 oğlu oldu. 'İsrailoğulları' dediğimiz Rabbin halkı büyümekte ve çoğalmaktaydı.
İsrail, oğullarından en çok Yusuf'u severdi. Hatta Yusuf’a uzun kollu, renkli bir kaftan yaptırmıştı. Yusuf’un kardeşleri babalarının onu kendilerinden daha fazla sevdiğini görünce, ondan nefret ettiler. Bir gün, kardeşleri Yusuf'a tuzak kurup onu oradan geçen köle tacirlerine köle olarak sattılar. Babalarına ise Yusuf'un vahşi hayvanlar tarafından öldürüldüğünü söylediler.
Ne var ki, Yusuf Mısır'a götürülmüştü. Yusuf, firavunun bir görevlisine, muhafız birliği komutanı Potifar'a satıldı. BöyleceYusuf, köle olarak yabancı bir ülkede yaşamaya başladı. Efendisi, Rabbin Yusuf ile birlikte olduğunu, yaptığı her işte onu başarılı kıldığını gördü. Potifar, sahip olduğu her şeyin sorumluluğunu Yusuf'a verdi. Yusuf çok yakışıklı bir delikanlı olmuştu. Efendisinin karısı yakışıklı Yusuf’tan, onun kendisi lie aşk yapmasını istemişti ama Yusuf, kadının bu isteğini reddetti. Kadın öfkelenip, Yusuf'a iftira attı. Potifar’a, onun kendisine tecavuz etmeye yeltendiğini söyledi. Bunu üzerine efendisi, Yusuf'u kralın tutsaklarının bağlı olduğu zindana attırdı.
Buna rağmen, Yusuf zindandayken RAB onunla birlikteydi. Bir gün, Mısır Kralının iki görevlisi efendilerini gücendirdiler, aynı zindanda göz altına alındılar. İki görevli aynı gece birer düş gördüler ama rüya tabiri yapacak kimse yok diye çok üzüldüler. Yusuf onlara yaklaşıp, ‹‹Yorum Tanrıya özgü değil mi?›› dedi, ‹‹Lütfen düşününü bana anlatın.›› Yusuf'un yorumu tam çıkınca görevliler şaşırdılar ve zamanla biri tekrar firavunun yanında çalışmaya döndü.
Tam iki yıl sonra firavun bir düş gördü. Bütün Mısırlı büyücüleri çağırttı fakat hiçbiri firavunun düşünü yorumlayamadı. O sırada, zindandan dönmüş olan görevli Yusuf'u hatırlayıp, Yusuf’u rüyasını yorumlamak üzere firavuna tavsiye etti. Yusuf, firavunun huzuruna çıktı ve firavun düşünü anlattıktan sonra, Yusuf rüyayı yorumladı. Tanrı'nın Mısır’da yedi yıl bolluk, bolluk sonrası ise, ülkede yedi yıl korkunç bir kıtlık olacağını gösterdiğini açıkladı. Sonra Yusuf, firavun'un akıllı ve bilgili bir adamı Mısır’ın başına getirmesi gerektiğini söyledi. Firavun Yusuf'a baktı, sonra mührünü parmağından çıkarıp Yusuf’un parmağına taktı. “Bu adam gibi Tanrı Ruhu’na sahip birini bulabilir miyiz?” diye sordu. “Seni bütün Mısır’a yönetici atıyorum” Dedi.
Yusuf, Mısır’da yedi yıl içinde yetişen bütün ürünleri toplayıp denizin kumu kadar çok buğday depoladı. Yedi bolluk yılı sona erince, yedi kıtlık yılı başgösterdi; Bütün ülkelerde kıtlık vardı, ama Mısır’ın her yanında yiyecek bulunuyordu. Bütün ülkelerden insanlar, buğday satın almak için Mısır' yani, Yusuf'a geliyordu. Topraklarını kıtlık vuran Yusuf'un kardeşleri de, buğday almaya Mısır'a geldiler. Yusuf kardeşlerini tanıdıysa da kardeşleri onu tanımadılar. Yusuf eski zamanlarda kötü niyetli olan kardeşlerini sınamak istedi ve küçük kardeşi Benyamin'e tuzak kurdu. Kardeşi tutuklanınca, Yusuf'u satan Yahuda, Benyamin yerine kendisinin tutuklanmasını isteyince, Kardeşlerinin yüreklerinin değiştiğini anlayan Yusuf, artık kendini tutamayıp ‹‹Ben Yusufum!›› diye haykırdı. ‹‹Babam yaşıyor mu?›› diye sordu. Kardeşleri donup kaldı. Dilleri tutulmuştu adeta.
Yusuf, konuşmasına şöyle devam etti: ‹‹Beni buraya sattığınız için üzülmeyin. Kendinizi suçlamayın... Beni buraya gönderen siz değilsiniz, Tanrı’dır. Siz bana kötülük düşündünüz, ama Tanrı bugün olduğu gibi birçok halkın yaşamını korumak için o kötülüğü iyiliğe çevirdi.”
Yusuf'un babası İsrail, haberi duyunca, sahip olduğu her şeyle birlikte Mısır’a doğru yola çıktı. O gece Tanrı bir görümde İsrail’e, ‹‹Mısıra gitmekten çekinme. Soyunu orada büyük bir ulus yapacağım. Seninle birlikte Mısıra gelecek, soyunu bu ülkeye geri getireceğim.» Böylece İbrahim'in soyu Mısır'a yerleşti. Halk artık gurbette yaşamaktaydı ama Tanrı'nın vaatleri hala halkın yüreklerine hâkimdi..
Yusuf'un hikayesi burada sona erse de, Baba Tanrı'nın, İsrailoğulları aracılığıyla gerçekletireceği ve tüm insanları kapsayan kurtuluş hikayesi, seçtiği halka göstereceği harikalar ve mucizeler daha yeni başlamaktaydı...